OVO PT bir basın açıklamasında, “Bu artış anne ve çocuk sağlığına erişimin kötüleşmesi fonunda meydana geliyor” diyerek, 2024'te özellikle Lizbon ve Tagus Vadisi bölgesinde çeşitli Serviço Nacional de Saúde hastanelerinde jinekoloji ve doğum acil servislerinin tekrar tekrar kapandığını vurguladı.
OVO PT'nin yanıtı, 2024'te bir yaşın altındaki 252 bebek ölümünü bildiren Ulusal İstatistik Enstitü sü'nün yeni yayınlanan verilerini takip ediyor. Bu, 1.000 canlı doğumda 3.0'lık bir ölüm oranına eşittir - 2023'e kıyasla% 20'lik bir artış
.Dernek, “bebek ölümlerinin bir ülkenin genel sağlığının en hassas göstergelerinden biri olduğunu” vurgulayarak durumla ilgili “derin endişelerini” dile getirdi.
Örgüt, “Sağlık sistemi içinde acil bir hesap verebilirliğe ve başarısızlıklarının net bir şekilde değerlendirilmesine ihtiyaç var, sadece hastalar ve aileler için bakımı iyileştirmek amacıyla” dedi. Ayrıca, bu sonuçların altında yatan nedenleri daha iyi anlamak için daha kapsamlı veri toplama çağrısında bulundu.
Sağlam verilerin olmaması nedeniyle OVO PT, bebek ve anne ölümlerindeki artışın yalnızca yetersiz bakımın sonucu olup olmadığını veya aynı zamanda “ailelerin kolaylık veya katı protokollere bağlılık uğruna riske maruz kaldığı aşırı, tıbbi olarak haklı olmayan müdahaleleri” yansıtıp yansıtmadığını sorguladı.
Açıklamada, “Şeffaf ve güvenilir verilerin olmaması, kadınları ve aileleri bilinçli kararlar vermek için önemli bir araçtan mahrum bırakırken, aynı zamanda kamuoyunun kırılgan ve güvenilmez istatistikler tarafından manipüle edilmesini sağlar” denildi.
Aynı açıklamada dernek, göçmenlik durumlarına bakılmaksızın tüm hamile kadınların bir aile doktoruna erişiminin ve uygun doğum öncesi izlemenin garanti edilmesini talep etti. Raporda, binlerce anne adayının pratisyen hekimlere ve temel birinci basamak bakım hizmetlerine hala erişemediği ve gebeliklerinin güvenli bir şekilde izlenmesini tehlikeye attığı konusunda uyardı
.OVO PT, hizmet reddi, idari engeller ve hatta sağlık merkezlerine girmenin fiziksel engel olduğu raporlarına atıfta bulunarak, göçmen kadınlara sağlık hizmetlerine erişimin reddedilmesini de kınadı. Örgüt, bu uygulamaların “derinden ayrımcı” olduğunu ve “sağlık hizmetlerine yönelik temel insan hakkının ihlali” teşkil ettiğini savundu.